Son yıllarda, dünyada ve ülkemizde ortaya çıkan ekonomik krizlerden dolayı sermaye şirketleri borçlarını ödeyememekte ve birçok şirket iflas etmenin eşiğine gelmektedir. Özellikle, 2019 yılında ortaya çıkan bulaşıcı hastalık olan Covid-19 tüm dünyaya hızlıca yayılmış ve ekonomik hayatı da hızlı bir şekilde etkisi altına almıştır.
Ülkemizde,2003 yılından beri uygulanmakta olan iflasın ertelenmesi kurumu kaldırılmıştır. İflasın ertelenmesi yerine İsviçre Hukuku'nda yapılan değişiklikler örnek alınarak konkordato kurumuna tekrar yer verilmiştir. 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanunla, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'muzun konkordatoya ilişkin maddelerinde değişiklik yapılarak, uygulamada terk edilmiş olan konkordato kurumu tekrar canlandırılmak istenmiştir. Zira, iflas erteleme kurumundaki süreç borçlu ve mahkeme arasında yürütülüyor, alacaklıya söz hakkı tanınmıyor ve hukuki yargılama sürecinde de sıkıntılar yaşanıyordu.
Çalışmada, "7101 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Değişiklikler Yapılması Hakkındaki Kanun" çerçevesinde, "Sermaye Şirketlerinde İflas İçi Konkordato" konusu detaylı bir şekilde incelenerek değerlendirilme yapılmıştır. Konkordato, borçlunun iflas etmiş olup olmamasına göre, İcra ve İflas Kanunu tarafından ikili ayrıma tabi tutulmuştur. Çalışmada, borçlunun iflas ettikten sonra, iflastan kurtulmak için yaptığı, iflas içi konkordato şeklinde adlandırılan konkordatoya yer verilmiştir.
Kitap üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde; sermaye şirketlerinin iflas nedenlerine, iflas sürecine ve iflastan kurtulabilme yollarına, ikinci bölümde; kitabın ana başlığını oluşturan iflas içi konkordatoya, son bölümde ise; iflas içi konkordatonun sonuçlarına ve konkordatonun feshi konularına yer verilmiştir.
