Türk Borçlar Kanununa ilk defa 6098 sayılı kanunla girmiş olan sözleşmenin devri kurumu yasal temele kavuşturulmadan önce de ekonomik, sosyal ve kişisel ihtiyaçlar nedeniyle, sözleşme özgürlüğü ilkesi kapsamında başvurulan bir yol idi. Uygulamanın yasal zemine oturmasını sağlama açısından kanunda bu kuruma yer verilmesi önemli bir gelişmedir ancak tek bir madde ile yer verilmiş olması, bu kurumu tüm yönleriyle düzenlemekten uzaktır ve belirsizlikler uygulamada duraksamalara neden olmaktadır. Sözleşmenin devri kurumunun tanımını ve devir sözleşmesinin ne şekilde kurulacağını tarif eden 205. madde, sözleşmenin devrinin hüküm ve sonuçlarıyla ilgili olarak bir düzenleme içermemektedir. Bu nedenle dünya ve özellikle kıta Avrupası'nda konunun ele alınışını gözlemenin çok büyük önemi vardır. Türk Borçlar Kanunu ile eş zamanlı olarak yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanununda sözleşmenin devriyle ilgili genel bir hüküm yer almamaktadır. Bu nedenle Türk Borçlar Kanunu 205. maddesi, ticari sözleşmelerin iradi devrinde de uygulama alanı bulacaktır. Bu kitapta konu ile ilgili olarak, akademik alanda yapılan çalışmalar, uygulamaya yön veren yargı kararları incelenerek karşılaştırmalı hukukta konunun ele alınış şekline bakılmıştır. Her iki hukuk dalını da ilgilendiren sözleşmenin devri kurumu, devrin hükümleri, tarafların hak ve yükümlülükleri çerçevesinde araştırmaya tabi tutularak incelenmiş ve varılan sonuçların paylaşılması amaçlanmıştır.
